1961 Diyarbakırlı emekli imamım, halen Diyarbakır'da yaşıyorum.
Toplumun kutsalı olan din ve dini değerler; ortak payda olup, siyasete alet edilmeden, hakaretvari eylem ve söylemlere karş da dik durulmalıdır. Yıllardir İSLAM dini ve değerleri çıkara alet edilmiş veya hakaretlere maruz bırakılmıştır. İrtica ile mücadele adı altında, sırf dine uygun yaşamı tercih eden yüzbinler mağdur edilmiş ve bu mağduriyeti istismar eden çıkar gurupları oluşmuştur. Bu durum "Tavuk mu yumurtadan çıktı, yumurta mi tavuktan çıktı" misali karmaşık bir hal almiştir. Ülkeye faydası olmamış, irtica bitmemiş ve dini değerler de yasal güvence altına alınmamıştır. "Müzelik" fikirlere sahip "fosil beyinli" bazı insanlarin dini değerlere hakaret vari açıklamalarına karşı CHP genel başkanı Sn. KILIÇDAROĞLU: "Bizim de çok kabahatimiz, kusurumuz var. Bir başörtüsünü Türkiye’nin en temel meselesi haline getirdik. O kız çocuğumuz üniversiteye gidiyor mu, imkanıni sağlıyor muyuz?..(huruyyet 5. 10 2019) çıkışı doğru bir davranış olmuştur. CHP gibi mütedeyyin insanlarin korku ve endişeyle baktığı bir siyasi partinin dini değerler konusunda olumlu hassasiyet göstermesi sevindiricidir. Parti içinde önemli bir yeri olan, kültür bakanlığı yapmış Fikri SAĞLAR’ın turban gibi hassas bir konuda talihsiz açıklaması için sorulan soruya; Sn KILIÇDAROĞLU: "Ya çağın neresindeyiz biz ya? Kişi başörtüsü takar takmaz o onun tercihidir. Benim görevim onun tercihine saygı duymaktir..." (Cumhuriyet gaz. 31. 12 2020) demesi takdire şayandır. Gönül ister ki muhalefet liderinin güzel açıklamalarına iktidarin da destek vermesi ve turban (tesettür) için yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Cumhurbaşkanımiz Sn ERDOĞAN: "Oy almak için bazı yerlerde görüyorsunuz işte başörtülü birkaç kişiyi yanlarında adeta böyle vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi artik aldatmıyor, geçti o işler" demesi bizleri üzmüştür. Siyasi görüşümüzü, oy kaygılarımızı ve ıdeolojik saplantılarımızı bir kenara bırakarak toplumu rahatlatacak yasal düzenlemelere gidilmelidir. Selam ve dua ile