Eyüphan Kaya
Bir şehirde meslek erbabı kimseler lazımsa,
Edep lazımsa,
İlim ve hikmet lazımsa…
Bu üç değerin de yolu talim terbiyeden geçiyor.
Bir şehirde her insanın bir mesleği olmasını istiyorsanız adres okullardır,
Bir şehirde edep ehli insan yetiştirmek istiyorsanız adres okullardır,
İlim ve hikmet dediğimiz akademik bilgi ve araştırma istiyorsanız adres yine okullardır.
Demek istediğim, sizin iki işiniz varsa, kesin biri talim terbiyeye ayırın diğeri neye ayırıyorsanız ayırın,
İki liranız varsa birini talim terbiyeye ayırın, diğerini istediğiniz alana harcayın beni enterese etmez,
İki gününüz varsa biri talim terbiyeye verin, diğeri istediğiniz şeye ayırabilirsiniz.
Aslında her neyiniz varsa yarısını talim terbiyeye verirseniz o zaman diğer yarısına da hayır ve bereket gelir, onunla birlikte hayatın kalitesi artar diye düşünüyorum.
Talim terbiyeyle;
Büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi öğretirseniz,
Helal, haram kavranımı öğretirseniz,
Günah ve sevap kavramını öğretirseniz,
Şefkat ve merhameti öğretirseniz,
Mertliği ve cesareti kazandırırsanız,
Umutvar olmayı ve kanaat ehli kimsler yetiştirmek isterseniz,
Oklumayı ve yazmayı öğretirseniz, tabi bizim anladığımız okur yazarlık değil, devamlı okuyan ve yerine göre yazan kimseleri kast ediyorum.
Herşeyden önce de Allaha kul olmayı öğretirseniz, hayata kendliğinden huzur ve barış gelir, esenlik gelir diye düşünüyorum.
Bu durumda şahsiyetli ve şerefli bir nesil yetiştirmiş olursunuz.
Yalan söylemez, iftira etmez,
Zulüm etmez, zalimi alkışmalaz,
Faiz, Zina, Kumar ve İçkiden kaçar,
Evine, ailesine, akrabalarına düşkün olur.
Tabi bunu ankcak kaliteli müfredat ve nitelikli öğretömenlerle yapabilirsiniz.
Dolayısıyla, öğretmen, idareci, velinin yanı sıra esnaf da işçisi de bu alanda yer almalıdır. Devletin hangi kurumuna ne düşüyorsa zevkle, şevkle yerine getirmelidir.
Eski medrese sisteminde 10-12 yıl okuyan bir kimse icazet alır ve bir köye imam olurdu, bazen kendi köyünü, bazen bölgeyi idare edecek kapasitede olurdu, biz ise çocuklarımızı okullara gönderiyoruz, 12 zorunlu eğitimden sonra çoğu kendini dahi idare edemiyor.
Müfredatımız hala tam olarak Dil, Din, Tarih ve Kültürümüzle barışık değildir.
Eğitim öğretimimiz “Fulbright sözleşmesi” gereği Amerikanın hegemonyasındadır.
4ü Türkiye vatandaşı, 4ü Amerikan olmak üzere 8 kişilik bir komisyon tarafından bu eylem planı işliyor, ancak oylar eşit çıkarsa ABD misyon şefi ne derse o olur, Allah aşkına böyle bir saçmalık olur mu?
Diyarbakırda yeni Müdürümüz Murat Küçükali, iyi niyetli, mütevazi ve kabiliyetli bir eğitimci ağırlığını taşıyor.
Parasal işlerin ağırlıklı olduğu inşaat ve özel öğretimi emin ellere verebilse,
Şehrin kısa, orta ve uzun vadede bir SWOT analizini yayıp elinde bir eylem planı varsa,
Veli, İdareci ve Öğretmene güven verebilse güzel çalışmalar yapacağına inanıyorum.
Tokattan getirdiği idareciler de inşaallah müdürümüzü mahcup etmezlar, Belediye ithal yöneticilerinde ikisi Rinkte bir seans yaptılar maalesef duymayan kalmadı, inşaallah bu idarecilerimiz işine bakıp müdürümüzün işini kolaylaştırırlar.
Haydi ya Allah, kalbi kavli, fiili dualarımızın tamamı talim terbiye için olsun ki il müdürümüz muhterem Küçükali de bizden bir motivasyon alsın derim.
Benim kanaatime göre ilk defa bir İl Milli Eğitim Müdürü bu kadar düzeyli kimseler tarafından ziyaret ediliyor. Bu da hayra alamettir, demek ki giden gelen anlatıyor.
Veseselam.
