Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu makale 621 kez okundu.
Yazının Tarihi :   04 Aralık 2025 - 10:41:57

Kadim Diyanet Reisimiz Ali Erbaş hocadan kamuoyuna

Büyüt
Küçült
Kadim Diyanet Reisimiz Ali Erbaş hocadan kamuoyuna

Eyüphan Kaya

Prof. Dr. Ali Erbaş / Onsekizinci Diyanet İşleri Başkanı

Geçen yıl, 13 Nisan 2024 tarihinde, Vatikanda Papa Fransuvayı ziyaret etmiş, özellikle Hristiyan dünyasının dikkatini Siyonist işgalcilerin Filistinde, Gazzede yaptığı soykırıma dikkat çekmeye, Papayı da bu konu ile ilgili açıklamalar yapmaya davet etmiştim. Ayrıca başta Filistinde yaşananlar olmak üzere dünya gündemindeki önemli konularla ilgili mesajlar ihtiva eden Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın mektubunu da Papa Fransuvaya takdim etmiştim. Görüşmenin ardından Türkiyenin Vatikan Büyükelçiliğinde bir basın toplantısı yaparak ziyaretin muhtevası ve Papa Fransuvanın Filistin/Gazze ile ilgili söylediklerini merkeze alan açıklamalarımı dünya kamuoyu ile paylaşmıştım.

Papa da hem Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadelerini hem de bizim hatırlatmalarımızı çok önemli bulduğunu, aynı duyguları yüreğinde hissederek Filistindeki bu zulüm ve katliamın bir an önce son bulması için elinden geleni yapacağını ifade etmişti. Konuşmasının devamında, bir yıl sonra yani 2025 yılında İznik Konsilinin 1700. yılı münasebetiyle Türkiyeye gelmeyi planladığını, bu vesileyle bize de iade-i ziyarette bulunacağını söylemişti. Ancak ziyaretimizden bir müddet sonra Papa Fransuva rahatsızlandı ve iyileşemeden vefat etti. Kendisinden sonra yerine gelen Papa 14. Leo planlanan bu ziyareti gerçekleştirdi.

Papanın Türkiye ziyaretinin, özellikle I. İznik Konsilinin (325) 1700üncü yıl dönümünde gerçekleşmesi bakımından tarihsel sembolizmi yüksek bir hadisedir. Ancak bu ziyaretin Hristiyanlık tarihinin dönüm noktalarıyla ilişkilendirilme biçimi, hem tarihî gerçeklik hem de güncel dinî-siyasî amaçlar açısından eleştirel bir okumayı gerekli kılmaktadır. Zira Vatikanın bu tür ziyaretleri, çoğu zaman uluslararası ilişkilerden ziyade, tarihsel hafızanın seçici şekilde işlenmesi ve kurumsal meşruiyet alanının genişletilmesi için kullanılan sembolik araçlara dönüşmektedir.

BİRİNCİ İZNİK KONSİLİ NEDEN TOPLANDI?

I. İznik Konsilinin tek boyutlu sunumu isabetli bir yaklaşım değildir. Papanın Türkiye ziyaretine eşlik eden söylemlerde İznik Konsilinin “Hristiyan birliğini tesis eden büyük meclis” ifadesiyle yüceltilmesi, konsilin gerçek niteliğini perdelemektedir. Konsil aslında teolojik bir tartışmadan çok, Roma İmparatorluğunun siyasî istikrar arayışının bir ürünüydü. Zira Roma birkaç yıl öncesine kadar yani 313 yılı öncesi Hıristiyanlara öyle zulüm ve baskı uyguluyordu ki, Romanın zulmünden kaçanlar neredeyse 200 yılı aşkın gizlilik içerisinde inançlarını yaşamaya, yeraltı şehirlerine sığınarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlardı. Kapadokya yer altı şehirlerinin böyle ortaya çıktığını hatırlatmakta fayda var.

313 yılında imparator Konstantin Milano Fermanı isimli kararıyla Hıristiyanlar üzerindeki zulmü ve baskıyı kaldırdığını ilan etmiştir. Roma İmparatorluğu için önemli bir politika değişikliği olan Milano Fermanı, Hristiyanlığa yönelik zulmü durdurdu, inancın yasal olarak tanınmasını sağladı ve el konulan mülkleri Hristiyanlara iade etti. I. İznik Konsili ile başlayan toplantılar Roma imparatorluğunun bir tür istikrarı sağlama amaçlı izin verdiği toplantılardı. Roma henüz Hristiyanlığı devlet dini olarak kabul etmemişti. Bu çok sonraları yani 380 yıllarında ancak gerçekleşti. 325 yılı İznik Konsilinde İsanın iki tabiatlı olduğunu kabul eden Diofizit anlayışı reddedip tek tabiata sahip olduğunu kabul eden Monofizit anlayışı destekleyen Ariusçuluk gibi alternatif teolojik görüşlerin mahkûm edilmesi de bir inanç birliğinden ziyade devlet otoritesinin din üzerindeki hâkimiyetinin güçlenmesi anlamına geliyordu.

İNDİRGEMECİ BAKIŞ

Bu konsilin “evrensel birlik” idealinin kaynağı gibi sunulması çok da uygun değildir, resmi anlayışın dışındaki anlayışları bastırma amaçlı olduğu öne çıkmaktadır. Bu bakımdan Papanın Türkiye ziyareti, Hristiyanlığın erken dönemindeki çok sesliliğin değil, tek bir yorumun kurumsallaşmasının kutlanması niteliğini çağrıştırmaktadır.

Türkiyenin tarihî mirasının “sembol alanı”na indirgenmesi hususuna gelince Papanın ziyaret programında İznikin tarihî öneminin vurgulanması doğal görünse de, bu vurgu çoğu zaman Anadoludaki zengin dînî/kültürel mirası kapsayıcı bir perspektiften değil, Hristiyanlığın evrenselleşme hikâyesine uygun şekilde seçici bir çerçeveden yapılmaktadır. Türkiye sadece İznik Konsilinin değil, Pavlusun seyahatlerinin, erken Hristiyan cemaatlerinin, Anadolu sinodlarının da mekânıdır. Ancak Vatikan söylemi, bu geniş mirası “Hristiyanlığın kökleri burada atılmıştır, o hâlde bu miras bizimdir” yaklaşımıyla daraltır. Bu durum, Türkiyenin tarihsel çeşitliliğini yalnızca Katolik kimlik politikalarının desteklediği bir alan gibi sunan indirgemeci bir bakış üretmektedir.

EKÜMENİKLİK TARTIŞMALARININ ARKA PLANI

Papanın Türkiye ziyareti, Katolik Kilisesinin Ortodoks dünyası üzerindeki yumuşak güç stratejilerinin de bir parçası olarak görülmelidir. Vatikanın “Hristiyan birliği” vurgusu çoğu zaman “Katolik merkezli bir birlik” fikrinin diplomatik paketlenmiş hâlidir. İznik Konsilinin bu bağlamda öne çıkarılması, Doğu ile Batı arasındaki tarihsel ayrışmayı “bizim ortak mirasımız” söylemiyle yumuşatırken, aslında Roma merkezli bir teolojik çizginin tarihsel meşruiyetini güçlendirme girişimidir. Dolayısıyla ziyaret, Hristiyan birliğini geliştirmekten çok, Romanın tarihsel rolünü yeniden üretme çabasını yansıtmaktadır.

Vatikanın, bu ziyareti genellikle “uluslararası ilişkiler ve iş birliği” kavramları eşliğinde çerçevelemesi kulağa hoş ve sempatik gelse de, çoğu zaman asimetrik bir iletişim modeli üretmektedir. Uluslararası ilişkiler söylemi esasında Katolik teolojisinin kendisini evrensel referans noktası olarak sunma eğilimi taşır. Bu ziyaret İslam dünyasının kültürel ve tarihî mirasını takdir etmekten ziyade, bu miras üzerinde evrensel Hristiyan hafızası oluşturma yönünde sembolik okumalar içerir. Bu nedenle ziyaret, uluslararası ilişkiler söylemini güçlendirmekten çok, Vatikanın tarihsel anlatı inşasına hizmet eden bir diplomatik ritüel niteliğine bürünebilir.

VATİKANIN TEOLOJİK MERKEZİLİĞİNİ GÜÇLENDİRME ÇABASI

Eleştirel bir açıdan bakıldığında, bu ziyaret Türkiyeye küçük bir fırsat sunmakla birlikte bazı riskleri de barındırmaktadır: Kültürel mirasın görünürlüğünün artması, Turizm ve akademik iş birliklerinin gelişmesi bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Ancak risk oranı daha yüksektir: Anadolunun çok kültürlü medeniyet mirasının Katolik merkezli bir anlatı ile yeniden çerçevelenmesi, Türkiyenin tarihî birikiminin, uluslararası kamuoyunda “Hristiyanlığın kutsal coğrafyası” biçimine indirgenmesi, Din mensupları arası ilişkilerde asimetrik bir söylem üstünlüğünün Türkiye aleyhine gelişmesi gibi…

Sonuç olarak bu ziyaretin hafızanın, hatırlatılması değil yeniden şekillendirilmesi amacına matuf olduğu hususu akıldan uzak tutulmamalıdır. Papanın Türkiye ziyareti, ilk bakışta dostane bir dînî diplomasi hamlesi olarak yorumlanabilir, ancak İznik Konsilinin 1700. yılı etrafında oluşturulan sembolik çerçeve, esasen Hristiyanlığın kurumsal hafızasını yeniden şekillendirme ve Vatikanın teolojik merkeziliğini güçlendirme çabalarını yansıtmaktadır. Bu açıdan ziyaret, tarihe saygıdan ziyade tarihin seçici bir şekilde yeniden okunması, uluslararası ilişkilerden ziyade Roma merkezli bir anlatı üretimi, birlikten ziyade Katolik otoritesinin yeniden konumlandırılması niyeti de taşımaktadır…

Ali Erbaş hocamızdan kamuoyuna

Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Bulancak Ajans
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2024 - 2025
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler