Amerikan derin devletinin ve Trumpın, bir papazı bahane ederek ülkemize operasyon çekmesi nedeniyle Dolardaki artış bir kesimi derinden üzerken, bir tarafı inanılmaz derecede mutlu etti.
Onları hepimiz tanıyoruz. Türkiye aleyhine gelişen her olay bu azgın azınlığın havalara uçmasına yetiyor. Yeter ki, Erdoğan zor durumda kalsın, yeter ki Erdoğan itibar kaybetsin her şeye razılar. Erdoğan düşmanlığı öyle bir hal almış ki ülkenin uçuruma gitmesine bile razılar.
İflah olmaz bir hastalık maalesef. Ne yapsanız iyileşmiyorlar, işin tuhafı tedaviyi de reddediyorlar. Hâlbuki çok basit, ülkeni seveceksin hepsi bu!
Ülkenin başına gelebilecek her felakette, her baskıda dik duran, taviz vermeyen eyvallah etmeyen Erdoğanın boyun eğmeyen tavrı bunları o kadar rahatsız ediyor ki. Gerçeği bir türlü kabullenemiyorlar.15 Temmuza tiyatro diyen de yine bu kesimdi.
Hiçbir gerçek bunları kesmiyor, kendilerini çok akıllı sandıkları için, yapılan her saldırının altında Erdoğan parmağı arıyorlar.
Mesela Cumhuriyetle yaşıt gazete; bu ekonomik saldırılar başladığından beri Türkiye lehine tek bir haber yapmamış. Okuyan da gazetenin Amerika da basılıp, Türkiyede satıldığını zanneder.
Yıllarca kendilerini Türkiyenin gerçek sahibi sanan ve Deniz Gezmişin 6.Filoyu nasıl denize döktüğünü destanlaştırarak anlatan solaklar, şu zor zamanlarda, Türkiyenin yanında durmayı bırakın, Amerikanın tarafında yer aldılar ve doların daha da artmasını ve ülke ekonomisinin daha da zor durumda kalması için çaba gösterdiler. Çünkü Dolar ne kadar artarsa Erdoğanın popülaritesi o kadar azalacaktı.
Fakat hiçbir şey istedikleri gibi olmadı, olmayacak. Milletimiz ferasetiyle yine kadirşinas olduğunu ve liderine bağlılığını gösterdi. Cumhurbaşkanının tek bir çağrısı yetti. Elinde dövizi olan döviz bürolarına koştu, çünkü güvendikleri liderleri öyle istemişti.
Üstüne birde dost ve kardeş ülke Katar 15 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapacağını ilan edince tüm ümitleri söndü. Fetö’cüsünden döneğine, satılmışından hainine, içerde ve dışarda kim varsa doların istedikleri ölçüde yükselmeyişi hayal kırıklığına uğrattı, morallerini bozdu.
Sosyal medyada doların artışını kutlayan devşirmeler, hainlere akıl veren hain oğlu hainler doların yükselmesini “Damat” a bağladılar. Eğer Maliye ve Hazine Bakanı o değil de mesela Ali Babacan olsaymış dolar bu kadar yükselmezmiş. Yani ülkemizi o kadar seviyorlar ki, bir de bize akıl veriyorlar. Hele, karısını kurşunların önüne atıp soluğu Almanya da alan soysuz biri var ki, o da Türkiyenin artık kolay kolay düştüğü yerden kalkamayacağını söylüyor ve bunu da Erdoğana bağlıyordu.
Tabi tüm bu gelişmeler arasında dolardaki hızlı yükselişin durmasını bu defa yine danışıklı dövüşe bağladılar. Erdoğan zor durumdaymış, Trumpın yaptırım oyunu iyi işlemiş ve yine Erdoğana yaramış. Bu akla ziyan yorumu ekranlarda ballandıra ballandıra yapan kim biliyor musunuz?
Bir zamanlar Cem Uzanın tetikçiliğini yapan zübük!