Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
hilaltas
Bu haber 15838 kez okundu. | Kategori : GÜNDEM
Haberin Tarihi :   29 Ocak 2017 - 13:41

Eyüphan Kaya - Siyaset Akademisi Devam Ediyor

Büyüt
Küçült
Eyüphan Kaya - Siyaset Akademisi Devam

Prof.Dr.M. Emin Köktaş; Siyasal sistem Siyasal Kültür, Tarih ve birikimle uyumlu hale gelecek ki darbe ihtimali ortadan kalksın. Hiç kimse bu halka yabancı bir kültür ve tarihi dayatamaz. 

Hava muhalefetinden dolayı akademi hocaları gecikince zamanı değerlendiren Siyaset Akademisi Koordinatörü Köşe yazarımız Eyüphan Kaya İnsan hakları aktivisti olması hasebiyle “Hak arama yolları” temalı bir sunum yaptı.

Hz.Ali(r.a)’ın “mazlum zalime yardım etmeseydi zulüm devam edemezdi”  vecizesiyle sunumuna başlayan Kaya,

“İnsanın onuru,Temel haklarımız, Ayrımcılık ve haksızlığa müdahale yöntemi, yaşamın her aşamasında karşımıza çıkan çok yönlü sorunlar olmasına rağmen,

Dilekçe hakkı,Tutanak tutma, Şikayet dilekçesi verme, Bilgi edinme gibi vatandaşlık haklarımız da vardır”. dedi

Hak aramadan asıl amaç insan onuru olduğunu dile getiren Kaya şunları ifade etti.

*İnsan olmamız hasebiyle,

Hepimizin yaşam hakkı var,

Fiziken ve ruhen işkence görmeme hakkımız var,

Güvenli bir ortamda yaşama hakkımız var.

Bu üç durumu garantiye alınan insanın varlığı hissedilir, Aklımda kaldığı kadarıyla Japonya anayasasında “Japon devletinin birincil vazifesi insan onurunu ayakta tutmaktır.” İftihara değer bir madde değil mi?

*İkinci durumda;

İfade özgürlüğü hakkımız var,

Din ve vicdan özgürlüğü hakkımız var,

Başkasının özel yaşamına saygı gösterme hakkı,

Ahlaki ve kültürel değerlere saygı gösterme hakkımız var.

Eskiden düşünce özgürlüğü diye bir kavram vardı, ne kadar da tuhaftı düşün düşünebildiğin kadar, halbuki asıl olan düşündüğünü ifade edebilmektir.

Din ve vicdan özgürlüğünü Yüce Allah(c.c) kullarına vermiş, kendisine inanmayanların hayat güvencesini de garanti altına alıştır.

Ayrıca Mevlana’nın şöyle bir ifadesi var; “Kafire kem gözle bakma iman üzeri ölmeyeceği ne malum”. Tersinden okursak bizim inam üzeri öleceğimiz ne malum değil mi?

Ayrımcılık yapmak suçtur, ayrımcılık yapan her kimse rütbe makamına bakılmaksızın cezalandırılır, diyen Kaya ortada bir hak ihlali varsa bana ne? Sana ne? Diyemeyiz. Daima haktan yana tavır takınmalıyız, dedi.

*Üçüncüsü,

Resmi Kurumlarda;

Hakarete uğramama,

Ayrımcılığa uğramama hakkı.

İşlerimizin zamanında yerine getirme hakkı,

Devlet kurumlarında daha düne kadar memurların “bu güm git, yarın gel” demelerini unutmadık değil mi? Halbuki vatandaşa bu sıkıntıyı vermeleri suçtur.

“ DİLLERİNİZİN VE RENKLERİNİZİN FARKLI OLMASI ALLAH’IN AYETLERİNDENDİR.(Rum suresi 22.ayet)

İlahi düsturunu hatırlatan Kaya,Hacc’ın menasiğinden örnek vererek şöyle devam etti. Malumunuz Safa ile Merva arasında bir koşuşturma var, hikmet ehli alimlerin deyimiyle Hz.Hacer; Bayan, Cariye ve Zenciydi maalesef insanlık çoğu zaman bu üç vasfı da küçük düşürüyordu. Yüce Allah bu hanim efendiye benzeyin sevap kazanın diyor, daha ne anlatalım?

Prof.Dr.M. Emin Köktaş; Siyasal sistem Siyasal Kültür ve birikimle uyumlu hale gelecek ki darbe ihtimali ortadan kalksın.

Şu anda bile halkın %50’si darbenin gelebilmesinden kaygılıdır.

Bu kaygının ortadan kalkması için tahlil etmek, değerlendirme ve reçetelendirmek lazım.

Dünyaya bir bakalım;

1950’den sonra kaç darbe olduğunu ve bölgesel dağılımı nasıldır?

Bu süre içinde 475 darbe veya darbe girişimi olmuştur. Bunların yarısı hedefine oluşurken, diğer yarısı geri püskürtülmüştür.

Bu darbelerin 205 tanesi Afrika’da, 65 tanesi orta Asya’da, 43 tanesi Orta doğuda, 16 tanesi de Avrupa’da olmuştur.

Dikkat ederseniz daha çok sistem ile siyasal kültür arasında sorunların yaşandığı bölgelerde ülkelerde daha fazla sorun oluşmuştur.

Bizim ülkemizde 1960’tan bu yanı 8 defa darbe teşebbüsünde bulunulmuş durum ve sonuçlarını biliyorsunuz.

Bu sistem öyle belalı bir şey ki izahı hayli zor. Mesela ben pahallı bir elbise sparış veriyorum, peşinen de ödüyorum.

Elbise geliyor paçası kısa kollar kısa kalça kısmı dar geliyor. Diyorum ki arkadaş bu elbiseyi giyemem paramı verin geri almıyorlar, peki bir çere söyleyin diyorum. Diyorlar ki elini ayağını uydurmaya çalış kalçanızdan bir miktar et al o zaman nasıl da uyduğunu göreceksiniz.Sanırım meseleyi anlatabildim.

Arkadaşlar, bu halk 600 yıl padişahlık sistemiyle yönetilmişlerdir ve o padişahları çoğu da halkına ciddi hizmetleri olmuş. Malum padişahlık veraset yoluyla babadan evlada geçiyordu. Padişahlık yönetiminde padişahı değiştirme gibi bir imkanınız yoktu, ama demokratik dönemde iktidar süresi maksimim 5 yıldır, ondan sonra isterseniz değiştirirsiniz, iyi yönetiyorsa 5 yıl daha yetki yeniliyor.

Hatırlayın Fatih İstanbul’u fetih ettiği zaman burada sadece Müslüman olan yaşayabilir diyebilirdi ama o ne yaptı her dinin mensubu inancını rahat bir şekilde yaşayabilir. Bu tarihte bir ilkti. Ama biz tarihimizin güzelliklerini insanımıza anlatmıyoruz, yani tarihi hafızamıza gem vuruluyor, yakın tarihte Avrupa’da orada burada çok kültürlülük diye bir durum üzerinde konuşuluyor, ya ben bunu niye birilerinden öğreneyim?

Diyarbakır’ı Diyarbekir olarak tanırsanız burada yaşayan insanların hayatı kolaylaşır. Bana Diyarbakır’ı tanıtın desem bana göstereceğiniz tek bir eser yüz yıllık olabilir mi?  Siz Diyarbakır’ı tarihinden koparırsanız dengesini bozarsınız.

Birçok devletin anayasası gayet insancıldır, mesela 1937 yılında hazırlanan Rusya Anayasasına baksanız gayet faydalı maddeler içeriyor ama Stalin yönetiminin oluşturduğu mezalimlerin haddi hesabı yok.

Yani anayasalar güzel ama uygulayıcılar iyi insanlar değilse hayatın sıkıntıları devam ediyor.

İnsanlar ne duyuyor, ne hissediyor,  ne yapıyorlar? Anayasa hazırlanırken buna dikkat etmek lazım.

Bütün bu bilgilere baktığımız zaman Sistemimizin siyasal kültürümüz ve tarihi hafızamızla barışık olmadığı anlaşılıyor.

15 Temmuz’da halk “artık yeter” dedi ve kendine özüne sahip çıktı, diyerek dersi toparladı.

15 Temmuz gazisi Muhammed Musa Akkoç, o gece yaşadığı deneyimleri paylaştı.

Darbe gecesini detaylı bir şekilde anlattıktan sonra;

“Biz özellikle Genelkurmay Başkanımızı kurmay başkanlığından kurtarmak istedik, bu mücadelemiz birkaç saat devam etti, kimimiz şehit olduk, kimimiz gazi olduk.

Yaralı halimle Meclise yakın bir yerdeydim, tankın hışmına uğrayarak yerle bir olmuş bir araba gördük sübhanellah bu kocaman araba nasıl bu hale geldi diyerek hayret ederken,

50 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğimiz bir anne ve yanında 20 yaşındaki çocuğu, anne diyor ki “evladım şahadetini getir, bu işin ucunda ölüm var”, bismillah, ya Allah diyerek Meclise doğru nasıl geliyorlardı. Onların o halli bana cesaret verdi o yaralı halimle meclise doğru gittim.

Bir amca koluma girip ambulansa taşıdı. Ne yazık ki o asker kılıklı teroristler ambulanslara da ateş ediyorlardı, aynı gecede ambulansla yaralı almaya giden bir polis kafasından kurşun yiyerek şehit düştü.

Ben hastanede birçok şehit gördüm, hepsi de gülümsüyordu, demek ki o kadar rahat can vermişlerdi.” Şeklinde konuştu.

Daha sonra soru cevap şeklinde ders devam etti.



Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
DİĞER HABERLER
Haydar karakılıç
ferrero
tuncay kara
Bulancak Ajans
SPOR VİTRİNİ
hacamat
Son Yorumlar
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Aydındere Haber Giresun Haber Karadeniz Haber | https://aydindere.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024
Her hakkı saklıdır. Aydindere.com kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Haberlere yazılan yorumlardan kullanıcılar, köşe yazılarından ise yazarları sorumludur. Copyright © 2009 Sosyal Medya Uzmanı Gazeteler sanalbasin.com üyesidir