Kimse bir insanı mensup olduğu dine, ideolojiye, siyasi partiye, sendikaya, sivil toplum örgütüne bakarak ayrımcılık yapmamalıdır. Dünyada herkes aynı şeyi düşünse, aynı fikri savunsa, aynı şekilde yaşasa ve aynı şeylere inansa bu dünyanın hiç bir manası ve keyfi kalmaz. İmtihan olarak gördüğümüz bu dünyada herkes görüşleriyle, fikirleriyle ve inançlarıyla yaşar.
Bu görüşler ışığında Giresun İlinde geçen ay yaşanan bir tartışmayı hatırlatmak istiyorum. Giresun ilinin çok şey üretmeyen ama dünyanın en başarılı belediye başkanı gibi sunulan güler yüzlü sunulan başkanı, ülkemizin kanayan bir yarası olan kılık kıyafet serbestliği için bir sendikanın stant isteğini reddetmişti. Her zaman özgürlükten dem vuran, darbecilikle suçlananları bile demokrasi kahramanı gibi gösteren bu zihniyet, insanın en doğal hakkı olan özgürlük için istenen bir standa bile karşı çıkmıştı. Bu yasakçı kafayı eleştiren sendikaya verilen cevap ise evlere şenlik skandal açıklamalardı. Kimi stant isteğini reddeden imzasını şeref kabul ederken, merkez ilçe başkanı da Türkiye'de milyonlarca üyesi olan bir sendikayı "Yardakçılıkla" suçluyor, ağır itham ve hakaretlerle aşağılıyordu.
Sokakta stant bile vermedikleriniz birilerinin
yardakçısıysa, bina tahsis ettiğiniz sizin neyiniz?
Seçim önceleri türban dağıtan, çarşaflılara rozet takan bu zihniyet, insanların en temel hakkı olan giyinmeye bile karışan, kısıtlama getiren bir yasağa karşı başlatılan özgürlük hareketine gurur karşı çıkıyor, bunla da gurur duyuyorlardı. Belki Türkiye'nin başka hiçbir yerinde görmediğimiz bir rezaleti, utanması ve yüzleri kızarması gerekenler bir onur ve şeref olarak görmüşlerdi.
Bir sivil toplum örgütünü "İktidar yardakçısı" ilan ederek başlattığı bir kampanyasını sokakta engelleyenlerin, diğer bir sendikaya gülücükler dağıtarak, bina tahsis etmesi ve sendikayı mücadeleye davet etmesi manidar değil midir? CHP Giresun Merkez İlçe başkanının söylemiş olduğu "Yardakçılık" unvanının bu bina tahsisi fotoğrafının neresine koyacağız?
Hele hele bina tahisisi sırasında Aksu’nun “Biz Giresun Belediyesi olarak elimizden gelen tüm imkanları KESK’e değil tüm sendikalarımıza sağlamaya çalışıyoruz.” sözü ise kahkahalarla gülünecek bir yalandır.
Şahsen tüm sendikalara ve sivil toplum örgütlerine saygı duyuyorum. Kimsenin siyaseti ve görüşüne pranga vuracak değilim-değiliz. Ama kendisinden olmayanı "Yardakçı" diye itham edenlerin gerçek yüzünü burada görmekte büyük fayda var. Güler yüzlü, anlayışlı, demokrat diye ortaya sürülen bir siyasetçi bir sendikaya sokağı bile layık görmezken diğerine bina tahsis ediyorsa, başkalarının da tahsis edene ve edilene "Yardakçı" deme hakkı doğmuyor mu?
Kral çıplaktır. Demokrat ve güler yüzlüde değildir. Kendinden olana gülümseyerek gülen yüzünü gösterirken, kendi gibi düşünmeyene nefret ve kin dolu yüzünü göstermektedir. Sendikalar arasında yapılan bu kayırmaca ve ayrımcılık kendini demokrat diye satanların en büyük ayıbıdır. Ayıptan öte skandal bir tutumdur...