EĞİTİM VE MUTLU TOPLUM
Bir bebeğin mutluluk içinde büyüyebilmek, yaşayabilmek ve varlığını sürdürebilmek için asıl gıdası şanslı bir eğitimdir. İlk gıdası mutluluk duyduğu sıcak bir anne kucağıdır.
Eğitim, yaşam hakkıdır, var olabilme hakkıdır; mutlu olma, insan olma, hakkıdır, insanın en doğal ve en kutsal hakkıdır. Her birey yetenekleri ölçüsünde ve doğrultusunda yaşamı süresince ve sürekli olarak eğitimden yararlanma hakkına sahiptir.
Artık günümüzde, başta eğitim olmak üzere, insan haklarının kutsallığı ve dokunulmazlığı, insanlığın göstergesi ve dünyanın ekseni haline gelmiştir. Bu nedenle önceliklerin başında ve genelleşmiş bir ilke olarak her ülke, eğitime yaptığı yatırımı- insana yaptığı yatırımı- geleceği için en değerli yatırım olarak görmekte ve bu konuda hiçbir özveriden kaçınmamaktadır. Kuşkusuz, doğada ve toplumda her şey insanın mutluluğu içindir. Mutlu insan ise, eğitim hakkından yararlanıp kendisi olabilendir. Çağdaş anlayışa göre; eğitimde hiç kimse feda edilemez; herkesin mutlaka başarılı ve mutlu olabileceği bir alan vardır. Başarıya götüren bir eğitim görebilmek, her bireyin temel insan hakkıdır. Kişi, eğitim hakkından, ancak, yetenekleri ve potansiyeli ölçüsünde yararlanabilir. “ Herkes her şey olamaz.”, “ Herkesin her programda aynı ölçüde başarılı olması beklenilemez.”, “ Her öğrenci potansiyeli oranında başarılı olabilir.” İşte eğitimin görevi, bunu ortaya çıkartmak ve geliştirmektir.
Bugün Türk Milli Eğitimi de mutlu vatandaş ve mutlu toplumu hedeflemiştir. Milli Eğitim Temel Kanunun 2. Maddesinde Milli Eğitimin genel amaçları şu hükümde özetlenmektedir: << … Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin bir ortağı yapmaktır.>> ( Çağdaş Eğitim Dergisi-Eylül/2012)
Yasamızda öngörüldüğü gibi mutlu vatandaşlar yetiştirilmesi ve mutlu bir toplum oluşturulması için görev eğitim sistemine düşmektedir. Bunun için önce eğitim sisteminin, ezbercilikten kurtarılıp çocuğa görelik esasına göre özgür bir ortamda bilimsel düşünme ve araştırma gücünü geliştirecek yapı ve işleyişi sağlayıcı bir sisteme dönüştürülmesine gereksinim vardır. Bu sistemle bilimsel araştırma yapmaya istekli, araştırmanın gerektirdiği bilgi ve iletişim tekniklerini kullanabilen, analiz yapabilen ve değerlendirme sonuçlarını paylaşıp uygulamaya dönüştürebilir yeterlilikte ve de okuma ve öğrenmeyi zevk haline getirmiş, bilimi ve aklı rehber edinmiş yüksek karakterli nesiller yetiştirilmesi sağlanmış olur.
Öte yandan bilinmektedir ki, bilim dünyasının seçkin ve saygın istenilir bir ortağı olmak yalnızca başka ülkelerde üretilen bilim ve teknolojileri kullanmakla olanaklı değildir. Ortaklık etkin bir biçimde üretime katkı sağlamakla mümkündür. Bu da beklentileri gerçekleştirebilecek nitelikte bireylerin işidir.
Sevgili okuyucular gelişmişlik, mutluluk ölçütüdür. Örneğin ulusların mutlulukları konusunda yapılan bir araştırmada en yüksek oran Baltık ülkelerinde , en düşük oran geri kalmış bazı Afrika ülkelerinde saptanmıştır. Ülkemiz 78. sıradadır ( TV haberi 4 Nisan 2012). Baltık ülkelerinin özellikle Finlandiya’nın ilk sırayı alması hiç kuşkusuz eğitim sisteminden kaynaklanmaktadır. Fin eğitim sisteminden alınacak önemli dersler vardır. Beyaz Zambaklar Ülkesinin her alandaki başarısında öğretmenlerin büyük payı vardır. Fin öğretmenleri iyi eğitimli, motivasyonları yüksek ve saygı gören kişiler. Hepsi lisansüstü eğitim almış ve ücretleri oldukça fazla.
Kısacası mutlu toplum yaratmanın yolu eğitimden geçmektedir. Öğretmene ve eğitime yapılan yatırım geleceğe yapılan en iyi yatırımdır.
Hakkı
YILMAZ / Eğitimci-Eğitim Denetmeni
e-mail: hakki1955@hotmail.com GSM: 0532 646 87 82