Doğu Türkistan, Özbekistan, Dağıstan, Türkmenistan gibi Türk ellerinden esen hasret rüzgarlarını ve ayrılık acılarını, “aşkın beni del eyledi” diyerek “gönlüm ataşlara yandı gidiyor” diye yollara düşen Büyük Ozan Neşet Ertaş “ağla sazım ağlanacak zamandır” sözleri ile Türklerin yeni yurdu ve onun ilk mühür gözlüsü Anadolu da dile getirmiştir.
“Zalim felek çilesine doyurdu, terk ettirdi bana sılayı yurdu, çetindir çekilmez ayrılık derdi” sözleri onun yürek acısının ne kadar köklü ve ne kadar derinden olduğunu gösterir. O hep “Yanıyor bu gönlüm yar senin için” dünyasında yaşamıştır. Sazını bazen Keremin Aslısı, bazen Ferhat’ın Şirini, bazen Erkan Ocaklının Emine’si, bazen de bir Türkmen beyinin kızı ve Yavuzun annesi olan Gülbahar için titretmiştir.
“Dolaştım Alemi gurbet gezeli, bulamadım Zahide’mden güzeli” sözleri kimi zaman Türklerin Anayurdu için, kimi zaman Anadolu için kimi zamanda çeşme başında vurulduğu Zahide için, Leyla içindir. O uçan kuştan turnalardan hep yarin haberini beklemiştir. Ayrılıklarda suçu “Hata benim günah benim suç benim diyerek” başkalarında aramamıştır. Ayrılık acısını “Mevlam ayrılık vermesin, Gökte uçan Kuşa Leylam” sözleri ile düşmanına bile reva görmemiştir. Onun felsefesinin temeli sevgiye oturmaktadır. O dostuna düşmanına daima “sevgiler ekelim, sevgiler biçelim” demiştir. O sevginin emek, vefa ve sorumluluk olduğunu bildiği için “ Kerem gibi canın nara yakmayan, Mecnun gibi çilesini çekmeyen, yar aşkına göz yaşları dökmeyen, ağlamayan sel kıymeti bilemez” sözleri ile hep bu yolda yürümüştür. Onun gözünde dünyanın beş paralık değeri yoktur çünkü o şu dünyanın hiç vefasını görmemiştir.
“Mühür gözlüm seni elden
Sakınırım kıskanırım
Yağan kardan esen yelden
Sakınırım kıskanırım.”
Bu dizeler bazen Türk yurdu bazen sevdiği Leyla bazen de bir dostu ve değer verdiği bir kıymet olan varlığı ne kadar koruduğu ve benimsediğini gösterir
“Beşikte yatan kuzudan
Hem oğlundan hem kızından
Ben seni senin gözünden
Sakınırım kıskanırım.”
İşte sevgilide kaybolma ve onu kendi canından üstün tutma hali budur. Tıpkı Karadenizli aşığın “Almadın Gülüm beni, aldın elin oğlunu” dediği gibi.
“Yazımı kışa çevirdin
Karlar yağdı başa Leyla'm
Viran oldu evim yurdum
Ne söylesem boşa Leyla'm”
Diyen Büyük Ozan Neşet Ertaş, sevgi, hasret, alçak gönüllülük ve özlem dolu yüreğin nasıl olması gerektiğini bizlere gösterip bu dünyadan ebedi istirahatgahına çekilmiştir. Allah Rahmet Eylesin.
ALİ
ZAFER TOPŞİR