Gezi olayları sürecinde taraf oldum ve yandaşlık yaptım. Bu ülkeyi karıştırmak, seçilmiş  hükümeti istifaya zorlamak veya yıpratmak gayesi ile yapılan bunca tiyatro karşısında elbette ki ülkemin çıkarları doğrultusunda taraf olacaktım. Polisimi Molotof ile yakmaya çalışan, otobüsleri ve araçları yakan, ortalığı yıkıp yağmalayan vatan hainlerini ve bölücüleri gözünden öptüğünü söylenenlere mi yandaş olacaktım? Yerel seçimlere yaklaşık bir sene, genel seçimlere 2 sene olmasına rağmen "Bunları indireceğiz" diyenlere mi yandaş olacaktık? Ülke dışarıda küçük düşürülmeye, çatışma havasında gösterilmeye çalışılırken, Gezi Parkı düzenlemesine oy verip sonra "Yakın yıkın" diye ön saflarda çatışmayı körükleyenleri mi destekleyecektik? Yalan mesajlarla ve açıklamalarla halkı galeyana getiren ve devletine karşı isyana teşvik edenlere mi yandaşlık edecektik?  Bir polisimiz şehit olduğunda ölen göstericinin intikamının alındığını mesajlayan hainlere mi yandaş olacaktık? Onca hasara yıkıma, yakılan yıkılan devlet malına, ekonomimize verilen milyonlarca dolar zarara rağmen hala milleti sokağa dökmeye çalışan, milleti iftiralarla isyana teşvik edenlere mi yandaş olacaktık?

Biz bu ülkenin geleceğine, huzuruna, sükunetine yandaşız. Biz demokrasinin temel kurulana uygun olarak seçilen iktidarları sandıkta geçemeyince, dış güçlerinden yardımını arkasına alarak sivil darbeye teşebbüs edenlere karşıyız. Biz yakana, yıkana, ülke malına zarar verene karşıyız. Biz illegal terör örgütlerine alttan alta destek veren siyasi düşünceye karşıyız.

 Demokrasiye ve huzura yandaşız

 Ülkemizin üzerinde dış güçlerin ve içerdeki hain işbirlikçilerin Gezi parkı kisvesi altında oynadıkları oyunlara hep birlikte şahit olduk. Bu süreçte bir birey olarak ve gazetecilik yapmaya çalışan biri olarak  yakıp yıkan, yağmalayan, polisimize Molotof, çivili top, taş atan ve bunları galeyana getirenlere taraf olmadık. Aksine bu yıkım projesine ve isyan girişimine karşı durduk-durmaya devam edeceğiz.  

Ama yazılarımızla ama belli paylaşım sitelerinde sergilenmeye çalışılan isyan provokasyonunu deşifre etmek için amansız bir mücadele verdik. 20 gün içerisinde paylaşım sitelerinde onlarca görüntü, video ve bilgi paylaşarak samimi duygularla hareket eden ama provokatörlerin hedefinde olanları kendimizce uyarmaya gayret ettik. Uydurma resim, video ve haberleri deşifre etmek için büyük çaba sarf ettik. En son kendisinin müftü eşi olduğunu kapalı olduğunu ve beş vakit namaz kıldığını belirten  kapalı bir bayan, Başbakanı yerden yere vurarak istifa çağrısında bulunuyordu. Müftü eşinin şalvar giydiğini de belirten bu kadın Balıkesir'in bir ilçesinde CHP İlçe Başkanı olan bir şahsın eşi olduğu ve bar işlettiği ortaya çıktı. Milyonlarca insanın mutaassıp bir bayan olarak Başbakana hakaret etmesini paylaştığı kadının, CHP İlçe Başkanının bar işleten eşi çıkması bu süreçte nasıl bir senaryonun oynandığının sadece bir örneğiydi. Sahte ölüm haberleri, sahte yaralı resimleri, sahte vurulmuş insan resimleri, başka ülkelerin polislerinin yaptığı işkence resimleri bile bu süreçte Türk Polisi yapılmış gibi servis edildi. Ne kadar anlatsak bu yaşanan rezaleti ve ülkemizi karıştırma hamlesini açıklayamaz. Bana paylaşım sitesinde ve yazdığımız yazılardan dolayı zaman zaman "Siz yandaşlık yapıyorsunuz" gibi tanımadığımız şahıslardan mesajlar geliyor. Ne olacaktı ki, bu ülkeyi karıştırmak isteyenlere yandaş olacak değildik ya!