Geride kalan on yıllık birinci etapta ne mi oldu? Petrol uğruna
geride sadece açlık, sefalet ve milyonlarca insanın ölümüyle
sonuçlanan, insanlık trajedilerinin yaşandığı, paramparça
olmuş bir Irak.
Başta elmas olmak üzere sahip olduğu yer altı zenginlikleri uğruna
yakılıp yıkılan ve insanlık trajedilerinin yaşandığı bir diğer
ülke, Afganistan.
Yine petrolü için bölünen ve insanlık trajedilerinin yaşandığı, Sudan.
Ne büyük hayallerimiz vardı? Saddam gidecek, Taliban yok edilecek,
demokrasi, insan hakları ve özgürlük gelecek yani, medeni devletlerin
sahip olduğu fakat bu toplumların henüz tatmadıkları insani değerlerin
tamamı tesis edilecekti. Sonuç mu? “ Kan ve göz yaşı
”.
Arap baharı adı altında milyonlarca insanın ölüm ve insanlık
trajedilerine sürüklendiği Libya, Mısır ve Suriye gibi Müslüman
ülkelerde, piyon değiştirme operasyonları devam ediyor. Halbuki
“ oyun bitince şah da piyonda aynı
kutuya konur.”
Komşularımızla sıfır sorun, son dönemde oluşturulabilecek en
olumlu dış politikaydı. Suriye ile bütünlük sınırlarımızı
da İsrail, Suudi Arabistan hatta Basra körfezine kadar uzatmıştı.
Gürcistan’la olan iyi ilişkiler, Kafkas ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere
yeni kapılar açmamızı sağlamıştı. Azerbaycan ve İran’la iyi
ilişkiler neticesinde yapılan ticaret, ülke ekonomisine
de katkılar sağlamıştı.
Ne olduysa ABD’nin Afganistan ve Irak’tan çekilme kararını aldığı
yeni politikasıyla oldu. Bu politika bölgede Türkiye’yi yalnızlaştırırken,
direk askeri işgal politikasından vaz geçmiş gibi görünen ABD,
bahar politikaları ve piyonları vasıtasıyla bölgeyi kendi içinde
çatışan bir ateş topu haline getiriyor. Bu arada Suudi Hükümeti
şimdiden otuz milyar dolar gibi bir rakamla, dünya tarihinin
tek kalemde ki en yüksek silah siparişini vermiş bulunmakta.
İran ise Basra Körfezi’ndeki askeri gösterilerine devam ediyor.
Türkiye’de yönetimde ki ana gövde açılımcılar ve KCK
yapılanmasının üzerine gidenler olarak iki gruba ayrılmış durumda.
Açılım politikasının Habur ayağı başarısız olmasına rağmen,
şimdi de öbür ayağı vizyona hazırlanıyor. Son dönemde
yaptığı nokta operasyonlarla terörle mücadele de görülmemiş
bir başarı yakalayan güvenlik güçlerimizin bu başarısına, Uludere’de
gölge düşürülmek istenmektedir.
Hümanizm ve insanlık adına yola çıkılmasına rağmen, ancak insanlık ayıbı ve trajedilerinin yaşanıldığı bu coğrafyada, Yezid teröründen sonra düzenlediği lokal operasyonlarla bilimin ışığında; özgürlük, şeffaflık ve sosyal adaleti tesis eden Ömer Bin Abdülaziz, mutluluk toplumu oluşturmuşlardır.
Ali Zafer TOPŞİR