Aslında iç ve dış özgürlüğe kavuşmakta, modern dünyada gittikçe güçleşmektedir. Artık her birimiz güç odaklarına ve şeylere bağımlı hale gelmiş durumdayız. Para, internet, televizyon, araba, mal, makam, güç ve lüks gibi şeyler hayatımızın birinci yönlendiricisidirler. Oysa dünyada yaşadığımız sürece neyi verirlerse versinler veremeyeceğimiz tek şey özgürlüktür. Çünkü yüce yaratıcımız, insanın özgür olmasını ister. Hele hele yaratılmışlara gönüllü kul olunmasını hiç mi hiç istemez.

      Yaratılmışların  özgürlüğümüze etkisinin olmaması için özgürlük mabedimiz olan Kâbe yi ot bitmez bir yerde bazalt taşları arasında seçmiştir. Kâbe, İstanbul boğazında veya turistlik bir yerde olabilirdi. Böyle bir alçak gönüllülük ve böyle bir özgürlük anlayışı ancak yüce yaratıcımızındır. 

      Sonsuz özgürlük yazıtı yüce kitabımızın açılış suresi olan özgürlük marşımız;  

      Çok şefkatli, çok merhametli, Allah’ın adıyla!

      Her türlü övgü; bütün varlıkların rabbi,

      Çok şefkatli, çok merhametli, ahiretteki hesap ve ceza gününün tek hakimi Allah’a yaraşır!

      Ey rabbimiz! Biz yalnız sana kulluk eder yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden medet umarız.

      Sen bizi dosdoğru yola, kendilerine lütfedip nimet bahşettiğin güzel kullarının yoluna ilet.

      Gazaba uğrayanların, sapıtmışların yollarına iletme! 

      Fatiha suresi de bizi böyle bir özgürlüğe davet eder. Böyle bir özgürlük, içte ve dışta tüm şeylerin etkisinden uzak sorumluluk duygusu ve sevgi yüklü, sonsuz özgürlüğün başlangıcı olan özgürlüktür.

      Allah hepimize sonsuz özgürlüğe giden böyle bir özgürlük nasip etsin. Hepimize

özgürlük marşımızın anlamına uygun özgürce yaşam versin. 

      Saygılarımla                                                                                                                                                                                       Ali Zafer Topşir  
 

Not: Özgürlük marşımızın meali Sayın hocamız Mustafa Öztürk Beyin mealinden alınmıştır.