Bugünün modası kanun hükmünde kararname. Kanun değil de niçin
kanun hükmünde kararname ? Kamu yönetimini düzelteceğiz diyerek
yola çıkan, ancak daha da zafiyete uğratarak karmaşık bir hale
getiren anlayış bu yolu seçmektedir. Tartışılıp, konuşulmadan
“ al eline kalemi yaz aklına geleni ” misali hazırlanan metinler,
bakanların dahi haberleri olmadan imzaları kes - kopyala -
yapıştır yöntemiyle tamamlanarak, resmi gazetede kanun hükmünde
kararname olarak yayımlanmaktadır. Vaktiyle bu anlayış personel
fazlalığı ve kurumsal genişliğinden dolayı,
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü kapatarak kurumun görevlerini
diğer kurumlara devretmişti. Fakat bugün kapatılan Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü’nün yerine, Köy Yolları Genel Müdürlüğü
başta olmak üzere en az üç tane daha genel müdürlüğün kurulması
çalışmaları yürütülmektedir.
YÖK koridorlarından edindiğimiz bilgilere göre, bugünlerde YÖK’le
ilgili olarak da kanun hükmünde kararname hazırlanıyormuş. YÖK
Anayasal bir kurumdur, madem ki Anayasa değişecek, bu acele niye?
Yeni Anayasa’da YÖK ‘ü kaldırırsınız olay biter. Hepimizde
biliyoruz ki, YÖK 12 Eylül Anayasasının kurumsallaşmış en büyük
temel taşıdır. YÖK var olduğu sürece de 12 Eylül’ün vesayet
anlayışı devam edecektir. Dün eleştirilerinde YÖK’ün
kaldırılmasının gerektiğini söyleyenler, koltuğa oturunca
tüm yetkileri kendilerinde toplamış, YÖK’ü daha da merkezi hale
getirerek sözü edilen vesayeti bizzat kendileri içselleştirmişlerdir.
Hal böyle olunca üniversitelerde özerklik
ve bilimsel özgürlük kavramları da tamamen rafa kalkmıştır.
YÖK’teki gerek idari kadroyu gerekse Üniversiteler Arası Kurul’un yapısını değiştiremeyenler, kanun hükmünde kararnameyle; sözde bilimsel özgürlüğe dayalı bir yönetim anlayışıyla YÖK’ ün merkezi idaresinde bulunan kadrolar başta olmak üzere, üniversitelerin rektör ve idari kadrolarının tümünü değiştirmeyi hedeflemektedirler. Bu da üniversiteler için kaos, kamu yönetimi için de yeni bir türbülans demektir.
Kanun hükmünde kararnameyle oluşturulacak yeni yapıda rektörler
mütevelli heyetlerince atanacakmış. Oysa Geçtiğimiz günlerde Yeni
Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyetince Rektörlük için önerilen
isim, YÖK tarafından değiştirilerek başka bir isim atanmıştır.
YÖK koridorlarından edindiğimiz diğer bir bilgiye göre de rektörlük
seçimi yapılmış olmasına rağmen, bir buçuk yıldır rektörü
atanamayan Giresun Üniversitesi’nin Rektörlük sorunu da, üniversite
kapatılıp yeniden açılarak çözülecekmiş. Geçmişte maarif bakanlarımızdan
birinin de ifade ettiği gibi, üniversiteler olmazsa YÖK çok kolay
idare edilir.
Saygılarımla.
Ali Zafer TOPŞİR