İhsan Yılmaz, öykülerinde olayların ilk göründüğü gibi olmadığını çarpıcı finallerle anlatıyor. Yazar okurunu, sarsıcı bir yolculuğa çıkarırken, kah mevsimlik çocuk işçilerin dramına, kah varoşlarda sıkışmış kayıp hayatlara, kah platonik aşkın gülümseten acınası haline tanıklık ettiriyor.
Kitaba ismini veren “Sınanmamış Kadın” öyküsünde ise, kadın erkek iliÅŸkileriyle ilgili çarpıcı bir sorunun yanıtı aranıyor: “Sınanmamış Kadın erdemli sayılır mı?”
Öyküde, eÅŸinin sandığı kadar kusursuz ve iffetli olup olmadığını takıntı haline getiren, “korkudan veya fırsat bulamamaktan bana sadıksa ben ona nasıl ahlaklı derim” diye düşünen bir adamın yakıcı bir sadakat testi anlatılıyor.
Öyküde okurun da empati kurması bekleniyor. Sevdiğimin sadakatini test etmeli miyim? Buna hakkım var mı? Test edersem sınavı geçebilir mi?
Peki ya siz… SevdiÄŸinizin sadakatini test etmeyi göze alabilir misiniz?
KÄ°TABIN ARKA KAPAK YAZISI
“CinselliÄŸi hiç yakıştıramadığım annem, babamı aldatmıştı, hem de yıllarca. Babam bildiÄŸim adam babam deÄŸildi. Başımı iki yana sallayabildim. Sonra hışımla çıktım odadan. Gece annem öldü. O zamandan beri anneme olan hislerim karmakarışık. Aklıma geldiÄŸinde duyduÄŸum kızgınlık mı, küçümseme mi, özlem mi bilmiyorum…
Ölümün etkisini birkaç ay içinde atlattım. Her anımı sevgili karım dolduruyordu, başkasına ihtiyacım yoktu. Annemin ihanetini de unutmuştum. Ama hatırlatacak kişi tarihin yaprakları arasından çıkıp geldi. Hem de dört yüz yıl sonra, yaşamımı rayından çıkarmak üzere. Bu kişinin İspanyol yazar Miguel de Cervantes Saavedra olacağını kim tahmin edebilirdi ki?..
Kütüphanede Cervantes’in ‘Don KiÅŸot’una en uygun yeri ararken, ortalardan rastgele bir sayfa açtım. Sadece birkaç saniye sürdü göz atmam, o sırada koyacağım yeri belirledim. Tam rafa kitabı kaldıracakken, açılan sayfada okuduÄŸum o tek cümle beynimde patladı: ‘Sınanmamış kadın erdemli sayılmaz.’
Kütüphaneden çıkarken kararımı vermiÅŸtim…”
SELÄ°M Ä°LERÄ°:
“Ä°hsan Yılmaz’ın öyküleriyle birkaç yıl önce tanışmıştım: Ä°nsan iliÅŸkilerine, farklı, deyiÅŸ yerindeyse, acıklı gülünç bir perspektiften bakan öyküler. Bazen iç burkucu, bazen ironiye yol alan. Ama hepsi de taze, diri, kendi sesi olan öyküler. Ve ÅŸimdi iyi ki gün ışığına çıkıyorlar.”
ELÄ°F ÅžAFAK:
“Okuyacağınız kitaba yön veren üç muhteÅŸem “i” var: Ä°roni, ifade gücü ve içtenlik. Ä°hsan Yılmaz’ın öyküleri, tam da öykü sanatının ihmal edilmeye baÅŸladığı bir dönemde yepyeni bir solukla geliyor edebiyat dünyamıza. Hüzünlü ama coÅŸkulu, gözlemci ve bilgili ama bir o kadar kibirden uzak... Adından söz ettirecek bir yazarın zihinlerde ve yüreklerde iz bırakacak hikayeleri ve karakterleriyle örülü bu kitap.”
NAZLI ERAY:
“Ä°hsan Yılmaz’ın ‘Sınanmamış Kadın’ını okurken kadın ve erkek ile ilgili derin analizlerine hayran kaldım. YaÅŸamın her katında karşımıza çıkan bu etten kemikten ve capcanlı insanlar öylesine gerçek ve öylesine hakikiydiler ki, sorunlarla ve ruh karmaÅŸalarıyla boÄŸuÅŸuyorlardı. Bu çeliÅŸkiler beni kitabın içine çekti. Çok baÅŸarılı bir yazarla karşı karşıya olduÄŸumu anladım.”
Ä°HSAN YILMAZ ÖZGEÇMÄ°Åž Giresun Tirebolu’da doÄŸdu. Giresun Atatürk Lisesi ve Ä°stanbul Ãœniversitesi Ä°letiÅŸim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Marmara Ãœniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Genel Gazetecilik Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. Günaydın gazetesinde muhabir olarak gazeteciliÄŸe baÅŸladı. Ardından Star TV’de bir süre çalıştıktan sonra Milliyet gazetesine geçti. Milliyet’te politika muhabiri ve Ä°stihbarat Åžef Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra 2001 yılında Haber AraÅŸtırma Müdür Yardımcısı oldu. Halen bu görevi yürüten Yılmaz, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Denetleme Kurulu BaÅŸkanı. Yılmaz, 2004 yılından bu yana da öykü yazıyor.