TEKKE VE ZAVİYELERİN KAPATILMASI
    
Osmanlı toplum ve eğitim hayatında önemli bir yere sahip olan 
Tekke ve Zaviyeler zamanla yozlaşma ve toplumsal bölünme ve gruplaşmaya 
neden olmuştur. Bu sebeple 30 Kasım 1925 tarihinde yürürlüğe giren 677 
sayılı Tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılmasına
 ve türbedarlar ile bazı unvanların men ve ilgasına dair kanun ile 
tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve bazı geleneksel
 unvanların kullanılması yasaklanmıştır. 
Kanun, bütün tarikatlarla 
birlikte; şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik,
 çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, 
üfürükçülük, muskacılık gibi eylem unvan ve sıfatların kullanılması, bu 
unvanlarla ilgili elbiselerin giyilmesini yasaklamıştır. Türk Milleti 
bundan böyle akıl ve bilimi kullanmaya başlamış milli
 kimlik ve benlik duygusu güçlenmiş ve birlik beraberlik yolunda önemli 
yol kat edilmiştir. 
Doğu ve güneydoğu anadolu’da sözü geçen saygınlığı 
olan “mele” denilen kişilerin Diyanet kadrosunda görevlendirilmesi 
düşüncesini öne sürenler, yalnızca imam hatip kökenli
 olmaktan övünç duyanlar, eğitim sistemimizi çağdaşlaşma adı altında 
dinci anlayışa teslim edenler ve yine Milli Eğitim de yönetici ve 
idarecileri özellikle imam hatip ve ilahiyat kökenlilerden seçenler 
elbette ki bir amaca yönelmişlerdir. 
Şimdi aynı anlayış
 677 sayılı Tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılmasına
 ve türbedarlar ile bazı unvanların men ve ilgasına dair kanunu 
kaldıralım böylelikle cem evleri ile ilgili talepleri de
 karşılayabiliriz demektedir. Ülkemizin alevi yurttaşları 
bunun cemevlerinin bahane ederek ülkemizin uygar ve çağdaş yapısının 
yıkılması gayreti olduğunu görmektedir. Toplumun çağdaşlaşmaya, bilimsel
 aydınlanmaya, gelişmeye
 ihtiyaç duyduğu süreçte bu açıklamalar dinci bir dönüşümü hızlandırma 
gayretidir diye düşünüyorum. Emperyalizmin ılımlı İslam projesini hayata
 geçirmekte kararlı AKP iktidarı Türk toplumunun dini inançlarını 
sömürerek bilimden, çağdaşlıktan ve kısaca dünyadan
 koparmayı hedeflemektedir. 
Cumhuriyet ve Cumhuriyetimizi kuranlar ile hesaplaşmaya çalışanların bulunduğu bir dönemde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasının ve Anayasa’nın 6. Maddesinde belirtilen “ Egemenlik Kayıtsız, Şartsız Milletindir” hükmünün özünü oluşturan “Hâkimiyet Milletindir” yazılı levhanın TBMM kürsüsünün arkasına asılışının 87. Yılında Cumhuriyetin kazanımlarını korumakla yetinmeyip daha da ileriye taşıma kararlılığımız herkesçe bilinmelidir. Saygılarımla. 29.11. 2012
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
CHP GİRESUN MİLLETVEKİLİ