Saadet Partisi (SP) Giresun Merkez İlçe Başkanı Kenan Karakaya, ‘Çözüm Süreci’ adı altında Türkiye’nin ‘Çözülme Süreci’ne, bölünmeye doğru sürüklendiğini ve ‘Akil İnsanlar’ denilen grubun da bu ‘Çözülme Süreci’ konusunda insanları ikna etme turları yaptıklarını belirtti.
Başkan
Karakaya, Türkiye’nin AKP tarafından bilinçli ya da bilinçsiz bir
şekilde uçurumun eşiğine getirildiğini ve bu durum sanki iyi bir şeymiş
gibi ‘Akil İnsanlar’ aracılığıyla vatandaşları ikna turları düzenleyerek
kandırabileceklerini sananların; her türlü siyasi görüşten
vatanseverlerin önümüzdeki ilk seçimde sandıkta vereceği mesajla gereken
dersi fazlasıyla alacağını iddia etti.
Başkan Kenan Karakaya, tepkisini şu sözlerle ifade etti:
“Emperyalizm
dediğimiz ‘Sömür, Parçala ve Yönet’ zihniyetinin temsilcisi Amerika
Birleşik Devletleri, İsrail ve Avrupa Birliği’nin Türkiye’deki uslu
çocuğu konumundaki AKP iktidarı, kendisine biçilen görevi bugüne kadar
‘En İyi!’ şekilde yapmıştır. Bunun son örneğini ‘Çözüm Süreci’ adı
altında cilalayarak önümüze sundukları fikirle görüyoruz. 90 yıl önce
Anadolu’nun Müslüman evlatlarının, emperyalist düşmanlara karşı kanı ve
canı ile savundukları Müslüman Anadolu toprakları üzerinde hayalleri
hiçbir zaman bitmemiş ve bitmeyecek olan bu işgalci devletlerin savaş
meydanlarında yapamadıkları işgali, demokratik seçim adı altında
yaptıklarını maalesef görüyoruz.
14 Mayıs 2013 Salı günü
Giresun’un Aksu Mahallesi’nde gerçekleştirilen ‘Akil İnsanlar’
toplantısının polis tarafından olağanüstü güvenlik tedbirleri ile
korunması dikkatlerimizden kaçmamıştır. Siz kimi, kimden koruyorsunuz?
‘Akil İnsanlar’ devletin yaptığı uygulamaları halka anlatmakla
görevliyse, her hangi bir vatandaş gerekli güvenlik aramasından geçerek
salona neden girememiştir? Neden sadece kartvizitinde AKP yazanlar ve
AKP’ye mavi boncuk dağıtanlar salona alınmıştır? Bu ülke sadece AKP’ye
oy verenlerden mi oluşmaktadır? İçeri alınmayanlara da; “Sizin listede
adınız yok!’ şeklinde bilgiler verilerek salondan uzaklaştırılmıştır.
Seçim günü ise oy isteyeceğiniz insanlara da aynı muameleyi
yapamayacağınızı çok iyi bilmeniz gerekiyor. Gün gelecek, ülkenin birçok
yerinde o salonlara almadığınız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, sizin
bu ülkeyi yönetmenize izin vermeyecektir. Ayrıca Akil İnsanlar’a da
şunu söylemek istiyorum. Gittiğiniz yol yanlıştır. Ülkenin bölünmesine
ortak olduğunuz için tarih sizi hiç bir zaman affetmeyecektir. Aklınızı
başınıza alın. Bir an evvel bu hatadan dönün. Hatanın neresinden
dönerseniz kârdır.
Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde gerçekleştirilen
insanlık dışı saldırı neticesinde resmi rakamlara göre 51 vatandaşımız
can vermiştir. Resmi rakam diyorum, çünkü AKP iktidarı ülkeyi öyle bir
hale getirdi ki, Başbakan Erdoğan bir çeşit diktatör gibi davranıyor ve
işine gelmeyen haberleri sansürleyerek; halka aktarılmasını engelleme
çabası içine girmektedir. Benzer sansürleme çabalarını daha önceki
benzer saldırılarda da görmüştük. Bu saldırı görüntülerini engellemeye
çalışan AKP iktidarı, ülkenin güllük gülistanlık olduğu imajını
vatandaşlara aktarmak için yandaş bir takım medya aracılığı ile sıkı bir
çalışma içine girmiştir. Ancak bu çabalar nafiledir. Güneş balçıkla
sıvanmaz. Ayrıca Sayın Erdoğan’ın, her ABD ziyareti öncesi Türkiye’de
bombalar patlaması da ayrıca dikkatleri çeken bir konudur.
Halkımız,
ülkemizin emperyalist güçler tarafından Suriye savaşı içine çekilmeye
çalışıldığının farkındadır. Biz Saadet Partisi olarak; Müslüman bir
askerin, bir diğer Müslüman askere bırakın kurşun sıkmasına, tüfeğinin
namlusunu çevirmesine razı olamayız. Bu bizim inançlarımızla çelişmemiz
anlamına gelir. Ama bunu sorun etmeyen Başbakan Erdoğan’ın kazandığı ilk
seçimden bir süre sonra yapmış olduğu; “Biz Milli Görüş gömleğini
çıkardık” açıklamasında ne kadar doğru söylediğine, emperyalist
ülkelerle yapmış olduğu işbirliği çalışmaları ve BOP planları ile şahit
oluyoruz. Sayın Başbakan, Milli Görüş gömleğini, Londra’daki gömlekçi
arkadaşından aldığı gömleklerle karıştırıyor. Evet, doğru… Milli Görüş
bir gömlektir. Ama onun düşündüğü gibi bezden değil; deridendir. İnsan,
vücudundaki deriyi çıkartamayacağına göre; gerçek bir Milli Görüşçü de,
Milli Görüş gömleğini ölene kadar çıkartamaz. Yani Sayın Başbakan, siz
maalesef gerçekten bir Milli Görüşçü olamamışsınız; sadece kendinizi
öyle zannetmişsiniz. Lütfen dev aynasına değil; boy aynasına bakın ve
önümüzdeki seçimde alacağınız oyu görün… Çünkü önümüzdeki yerel
seçimlerde Türk halkı sizin boyunuzun ölçüsünü verecektir.
Mevcut
iktidarın ekonomik olarak çok başarılı işler yaptığını vatandaşa
sürekli pompalayan yandaş medya; SP döneminde Türkiye’nin yurtdışına
saman satarken; AKP döneminde saman satın alan bir ülkeye dönüştüğünü ve
bu yüzden çiftçinin perişan bir halde olduğunu ve dolayısı ile
hayvancılığın yerlerde süründüğünü neden söylemiyor? Ayrıca şeker
fabrikaları gibi ekonominin can damarı niteliğindeki fabrikaları kapatan
AKP iktidarı, yurtdışından şeker ithal ederek emperyalist ülkelerin
ceplerini doldururken; Türkiye’de şeker pancarı üreten çiftçinin
cebindeki parayı boşaltmaktadır. Şeker fabrikalarında çalışarak evine
ekmek götüren vatandaşlarımızın işsiz kalarak ne türlü sıkıntıya düştüğü
de anlaşılıyor ki, AKP iktidarının ilgi alanına girmemektedir. Kömür ve
makarna dağıtarak sosyal devlet olduğunu zannedenlere şunu söylüyoruz.
Bize balık vermeyin, balık tutmayı öğretin.
Biz dün de Milli
Görüşçüydük, bugün de Milli Görüşçüyüz, yarın da Milli Görüşçü olacağız.
Emperyalist ülkelerin buyruğuyla Milli Görüş gömleğini çıkartanlardan
da asla olmayacağız. ‘Yaşanılabilir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye ve
Yeni Bir Dünya’ düzeni için tüm vatandaşlarımızı; emperyalistlere hizmet
eden AKP’ye karşı Saadet Partisi çatısı altında birleşmeye çağırıyorum.
Biz hiçbir zaman halkımızı kandırmadık. Kandırmayacağız da… Dün ne
söylediysek, bugün de aynısını söylüyoruz, yarın da aynısını
söyleyeceğiz.”